Yanan Ormanları Doğru Ağaçlarla Yeniden Hayata Döndürmek

Orman yangınları sonrası yapılan ağaçlandırma çalışmaları, doğanın dengesini yeniden kurmak için büyük önem taşıyor. Ancak doğru ağaç türü ve doğru yöntemle yapılmayan dikimler, ekolojik dengeyi tehdit edebilir.

GÜNDEM 30.07.2025 17:21:00 0
Yanan Ormanları Doğru Ağaçlarla Yeniden Hayata Döndürmek

Yanan Ormanlarımızı Yeniden Yeşertme Çalışmaları

"Neden Hep Çam Ağaçları Dikiliyor da Mis Kokulu Meyve Ağaçları Dikilmiyor?"
Yangınlarda yok olan ormanlarımızı tekrar yeşertmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu süreçte en çok merak edilen sorulardan biri şu: “Neden hep çam ağaçları dikiliyor da mis kokulu meyve ağaçları dikilmiyor?”

Neden Çam Ağacı?
Türkiye’nin iklimi ve toprak yapısı, çam gibi iğne yapraklı ağaçların bu topraklarda çok daha iyi tutunmasını sağlıyor. Çamların bazı önemli özellikleri şunlar:

Suyu Sünger Gibi Emer, Toprağı Sıkıca Tutar:

Ağaçlar, kökleriyle toprağı sıkıca kavrar. Bu sayede şiddetli yağmurlarda toprağın kaymasını, yani erozyonu önlerler. Ormanlar adeta dev bir sünger gibi çalışır; yağmur suyunu emer, yavaş yavaş toprağa sızdırarak yeraltı sularımızı besler ve selleri önlemeye yardımcı olur. Özellikle çam ağaçları, suyu verimli kullanır ve eğimli arazilerde toprağı çok iyi korur.
Kuraklığa Dayanıklı:

Ülkemizin çoğu yeri kurak veya yarı kurak. Çam ağaçlarının yaprakları iğne gibi olduğundan çok daha az su kaybeder. Bu sayede, suyun az olduğu yerlerde bile kolayca hayatta kalır ve büyürler.
Anadolu’nun Kadim Ağacı:

Çam ağaçları, milyonlarca yıldır Anadolu topraklarının doğal bir parçasıdır. Bu coğrafyaya mükemmel uyum sağlamışlardır. Özellikle Kızılçam, Akdeniz bölgemizin simgesi gibidir ve yangınlardan sonra bile kendini yenileyebilir. Kozalakları yangın sırasında kapanır, sonra açılarak tohumlarını bırakır ve bu sayede varlığını sürdürür. Uluslararası literatürde “Türk Çamı” olarak adlandırılması da bu adaptasyonun bir göstergesidir.
Yangınlara Karşı Güvenlik Kalkanı:

Ağaçlandırmada kullanılan servi gibi bazı ibreli türleri, yangına daha dayanıklı oldukları için ormanların etrafına birer güvenlik şeridi gibi dikilir. Bu, yangının yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olur.
Hava Temizleme Uzmanları Ve Oksijen Fabrikaları:

Ağaçlar, havayı temizleyen canlı fabrikalar gibidir. Havadan insanlara ve çevreye zararlı olan karbondioksit (CO2) gazını emer, onu kendi bünyelerinde karbon olarak depolar ve karşılığında bize yaşamsal oksijen (O2) verirler. Çam gibi hızlı büyüyen ve geniş alanlara yayılan ağaçlar, bu havayı temizleme ve oksijen üretme görevini çok daha etkili bir şekilde yerine getirir. Genellikle iğne yapraklı ormanlar, geniş yapraklı ormanlara göre daha fazla oksijen üretebilir ve karbon depolayabilir. Kızılçamın birim alanda daha fazla ağaç barındırması da küresel ısınmaya karşı bir panzehir görevi görmesini sağlar.

Ormanlara Neden Meyve Ağaçları Dikilmiyor?
Meyve ağaçları (zeytin, ceviz, badem gibi) lezzetli meyveler verse de ormanlık alanları yeniden canlandırmak için pek uygun değiller. İşte nedenleri:

Bakım İsterler, Orman İstemez:

Meyve ağaçları adeta nazlıdır. Düzenli sulama, gübreleme ve özel bakım isterler. Ormanlar ise doğanın kendi başına büyümesi gereken yerlerdir. Eğer dağlarımızda meyve ağaçları kolayca yetişseydi, buralar binlerce yıldır zaten meyve bahçesine dönerdi.
Ormanın Görevlerini Yapamazlar:

Meyve ağaçları genellikle daha seyrek dikilir. Bu yüzden, havayı temizleme, toprağı koruma, suyu depolama ve erozyonu önleme gibi ormanların yaptığı büyük ve hayati görevleri tam olarak yerine getiremezler. Meyve ağaçlarıyla bir “orman” değil, ancak bir “meyve bahçesi” kurulabilir.

Zeytin Dikimi Ve "Tarım-Ormancılık" Yaklaşımı
Yangın sonrası alanlara zeytin dikilmesi veya tarım-ormancılık (agroforestry) adı verilen, zeytin ve çam gibi ağaçların bir arada yetiştirildiği sistemler de tartışılıyor.

Faydaları Olabilir:

Ek Gelir: Zeytin, yöre halkına ekonomik katkı sağlayabilir.
Toprağı Korur: Zeytinin kökleri, yanan yerlerdeki toprak kaymasını önleyebilir.
Çeşitlilik: Bu sistemler hem ekonomik kazanç hem de farklı canlı türlerine yaşam alanı sağlayabilir.
Ama Zorlukları Da Var:

Doğal Dengeyi Bozma Riski: Çam ormanları birçok hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapar. Sadece zeytin dikmek, bu canlıların doğal yaşam alanını değiştirebilir ve ormanların sağladığı genel havayı temizleme görevini zayıflatabilir.
Bakım Yükü: Zeytin ağaçları düzenli sulama, budama ve hastalıklarla mücadele ister. Yangın sonrası su kaynakları kısıtlı olabilir ve köylerde tarımla uğraşan nüfus azaldığı için bu bakım zorlaşabilir.
Yaban Hayatına Etki: Zeytin tarımında kullanılan ilaçlar, su kaynaklarını kirleterek veya böcekleri azaltarak yaban hayatına zarar verebilir.

Sonuç: Doğayı Taklit Etmek En İyisi!
Yanan ormanlarımızı yeniden hayata döndürürken, doğanın kendi işleyişini taklit etmek en doğru yoldur.

Önce Doğal Yenilenmeyi Bekleyelim:

Yanan alanların tekrar orman ekosistemine kazandırılması için aktif, yarı aktif ve pasif restorasyon olmak üzere üç yöntem bulunmaktadır. Pasif restorasyonda orman kendiliğinden yenilenirken, yarı aktif restorasyonda tohum takviyesi yapılır, aktif restorasyonda ise fidan dikimi gerçekleştirilir. Yangından sonra bazı ağaçlar, özellikle Kızılçam, kendi kendine filizlenerek yeniden büyüyebilir. Bu doğal sürece destek olmak, doğanın kendi dengesini yeniden kurması için çok önemlidir. Bir orman ekosisteminin tamamen eski haline dönmesi ve içinde böcekler, hayvanlar, kuşlar gibi diğer bileşenlerin de geri dönmesi yaklaşık 20-30 yıl sürmektedir.
Doğaya Uygun Ağaçları Seçelim:

Ağaçlandırma yaparken, bölgenin iklimine, toprağına ve doğal bitki örtüsüne en uygun ağaçları seçmeliyiz. Yanan alanlarda bölgenin doğal türlerinin kullanılması büyük önem taşımaktadır. Türkiye için Kavak, Akçaağaç, Kayın, Meşe, Karaçam ve Kızılçam gibi hem hızlı büyüyen hem de havayı temizleme, suyu depolama, erozyonu önleme ve yaban hayatını koruma gibi hayati görevleri en iyi şekilde yerine getiren yerel ağaçlar çok önemlidir. “Yanmayan ağaç” diye bir şey yoktur, ağacın bünyesindeki su miktarına göre yangına dayanıklılığı değişebilir. Gürgen ve Kayın gibi ağaçların yangına dayanıklı olduğu düşünülse de bu ağaçların kızılçamın yetiştiği zorlu ve kurak ekosistemde yetiştirilmesi mümkün değildir.
Planlı Ve Uzman Kontrolünde Çalışalım:

Plansız yapılan ağaçlandırmalar, geri dönüşü olmayan hatalara yol açabilir. Zeytin veya tarım-orman sistemi gibi yaklaşımlar ancak uzmanların detaylı incelemeleri sonucunda, uygun görülen yerlerde ve doğaya zarar vermeden uygulanmalı.
Köy Hayatını Destekleyelim:

Köylerdeki nüfusun azalması gibi sorunları çözmek için çiftçileri desteklemeli, tarımsal kooperatifleri güçlendirmeli ve sulama gibi konularda teknolojiden yararlanmalıyız. Orman köylerinin çevresinde, sulama imkanı olan alanlarda meyve fidanları dikimi yapılabilir. Bu uygulama hem yangınlara karşı koruma sağlayacak hem de köylülerin ormanı sahiplenmesini teşvik edecektir. Ancak, bu durumun bazı riskleri olduğu, özellikle Karadeniz’deki fındıklıklarda olduğu gibi, insanların zamanla bu alanları sahiplenerek orman rejimi dışına çıkarmaya çalışabileceği unutulmamalıdır.
Toplumsal Bilinç Ve Koruma:

Orman yangınları sonrası toplumsal bilincin arttığı ve insanların ağaçlandırma faaliyetlerine katılmaya çalıştığı görülmektedir. Ormanlara çöp ve cam kırıkları atılmamalı, çünkü bunlar yangın riski oluşturmaktadır. Çocukların da ağaçlandırma faaliyetlerine dâhil edilmesi, gelecek nesillere orman sevgisinin aktarılması açısından önemlidir. Yanan orman alanlarına çocuklar ve gençler götürülerek orman yangınları hakkında bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Türkiye, yaklaşık 12 bin bitki türü çeşitliliğine sahiptir ve bunun 3 bini endemiktir; bu sayı, tüm Avrupa’nın bitki türü çeşitliliğine neredeyse eşittir. Toprak kaybı konusunda Türkiye’nin giderek daha başarılı olduğu, 1970’lerde yıllık 150 milyon metreküp toprak kaybedilirken bu rakam son yıllarda 60-70 milyon metreküpe kadar düşmüştür.
Unutmayalım ki, yanan ormanlarımızı yeniden yeşertmek sadece fidan dikmek değil, bütün bir doğal yaşamı ve kırsal bölgelerdeki hayatı yeniden canlandırmak demektir. Doğayla uyumlu hareket ederek hem ormanlarımızı korur hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakırız.

 

Haber editörü: İhsan Paşa GÜZELDAĞ

Fedakâr Çiftçiye Sürpriz Destek

Sınavda Da Tercihte De İnegöl Belediyesi Öğrencilerin Yanında

Yıldırım Belediyesi yaz spor okullarında üçüncü dönem başlıyor

Bursa’da Yeni Dönem: Büyük Kentsel Dönüşüm Başladı!

Sürücüler dikkat: Akaryakıta zam geliyor!

Husumetlisini iş yerinde silahla bacaklarından yaraladı

Osmangazi Avrupa’nın CIVITAS şehirleri arasına seçildi

Yanan dağ evinden geriye çanak anten ile soba kaldı

Hastaneler solunum şikayet üzerine doldu taştı

Eski tip ehliyeti değiştirmek için son gün bugün

Bursa'ya yağmur geliyor!

Bursa'da sular saatlerce kesilecek!

Yanan Ormanları Doğru Ağaçlarla Yeniden Hayata Döndürmek

Başkan Bozbey açıkladı: "Yangın hiç yanmayan alandan çıktı"

İnegöl'de yeni sokaklar açılıyor ulaşıma konfor geliyor

Genco Erkal Osmangazi'de anılacak

Ferhat Pirinççi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Oldu

BTSO Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleştirildi

Rusya'daki 8.8'lik deprem sonrası balinalar karaya vurdu

Bursa’da yanan ormanlar dronla görüntülendi

Daha güvenli bir Osmangazi için metruk binalar yıkılıyor

Yangına karşı OSAD’dan hızlı ve koordineli müdahale

İnegöl’ün Dayanışma Ruhu Yangın Bölgesinde

Haziran ayı işsizlik rakamları açıklandı

Orman yangınlarının bilançosu açıklandı! Bursa...

Uludağ'da ruhsatı iptal edilen otellerdeki kaçak katlar yıkılıp yeniden yapılacak

20 yaş üstü araç sahiplerine müjde!

Rusya'da 8.8 büyüklüğünde deprem

İnegöl'de iki grup arasında laf atma kavgası

BTSO’dan Dondurulmuş Gıda Sektörü İçin Yeni UR-GE Projesi

Yükleniyor