Emekli Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek, 103 amiral tarafından yayınlanan ‘Montrö bildirisi’ne ilişkin Ankara’da açılan dava kapsamında, İstanbul’da talimat yoluyla ifade verdi. Kırçiçek savunmasında, "Demokrasi sevdalısı bir vatandaş olarak asla başka bir amacım olmadı" dedi.
Kamuoyunda ‘Montrö bildirisi’ olarak bilinen açıklamada imzası bulunan 103 emekli amiral hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, amirallerin ‘anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. İddianame, gönderildiği Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İstanbul’da ikamet eden emekli Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek, hakkında açılan dava kapsamında ifade vermek üzere İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.
Ankara’ya gönderilmek üzere İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde talimat yoluyla ifadesi alınan Kırçiçek, “’ADMEK-2’ isimli WhatsApp grubu emekli amirallerin olduğu, doğum günü, bayram gibi önemli günlerde kullanılan sosyal haberleşme grubudur. Kamuoyunda Balyoz davası olarak bilinen FETÖ kumpası davasında 3 yıl mahkum edildikten sonra, 2014 yılında davet aracılığıyla bu gruba girdim. Kutlama mesajı dışında hiçbir mesaj atmadım” dedi.
“Son derece üzgünüm”
Dava konusu açıklamaya ilişkin konuşan Kırçiçek, “Gerek mesleki gerekse kişisel deneyimlerim ile bahse konu açıklamada, hukuk çerçevesinde imzacı olmaya karar verdim. Demokrasi sevdalısı bir vatandaş olarak asla başka bir amacım olmadı. Duyurunun yanlış anlamalar sonucu, ülke gündemini böylesine meşgul etmesinden dolayı son derece üzgünüm. Beraatımı talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Yayınlanma saatinin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu ben de sonradan fark ettim”
Cumhuriyet savcısının yayın tarihi ve saatinin nasıl kararlaştırıldığına dair sorusunu cevaplayan Kırçiçek, “O gün aşırı yoğun bir yazışma vardı. Kararlaştırılma kısmının dışında kaldım. 4 Nisan, Deniz Şehitleri gününe denk geldiği için o gün yayınlandığını biliyordum. Yayınlanma saatinin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu ben de sonradan fark ettim. Saati yanlış anlaşılmaya müsaitti ancak ben konuşmaları sonradan okuduğumda metnin, 4 Nisan’a yetiştirilmesi için yapıldığını gördüm. Grup içinde bu bildiriye karşı 30 civarı kişi sessiz kaldı. Birkaç kişi de bu aşamada yayınlanmasın diye ikazda bulundu. Konuyu kimin gündeme getirdiğini hatırlamıyorum” şeklinde konuştu.
Öte yandan davanın ilk duruşması 21 Mart’ta Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.