Yemek borusu kanseri kapalı ameliyatla giderildi.
Türkiye’de ve dünyada en sık görülen ilk on kanserin arasında yer alan yemek borusu kanserinin tedavisi, Bursa Doruk Hastanesi'nde gerçekleşti. Cerrahi Onkoloji Uzmanı ve Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ömer Yalkın'ın öncülüğünde gerçekleşen operasyonda, yemek borusu kanserine yakalanan bir hasta, Doruk Nilüfer Hastanesi'nde midesinden yapılan yeni bir yemek borusu nakliyle sağlığına kavuştu. Genelde göğüs kafesinden ve karnından açık ameliyat uygulanarak tedavi edilen “yemek borusu kanseri”ne yakalanan Hakan Açıkkol’a, yapılan kapalı ameliyatla, midesinden yeni bir yemek borusu yapılarak nakledildi.
Hastalığın erkeklerde daha fazla görüldüğünü belirten Doç.Dr. Ömer Yalkın, “Hastalığın görülme sıklığı bölgelere göre farklılık gösterebiliyor. Özellikle Doğu Anadolu’da Van, Erzurum, Ağrı gibi şehirlerimizde daha fazla görülüyor. Çünkü bu hastalık yemek borusunun tahrişinden doğan bir kanser türü. Yemek borusunun kendi hücrelerinin tahrişinden, sıklıkla et ürünleri tüketen, mangal , ızgara şeklinde tütsülenmiş etler yiyen, fazla tuzlu gıdalar, turşu ve özellikle sıcak içecekleri fazla tüketen kişilerde bu hastalık daha fazla görülüyor. Bir de bu hastalığın asit maruziyetine bağlı olarak gerçekleşen farklı bir tipi var. Bu da mideden yemek borusuna kaçan asit yoğunluğu ile gerçekleşir. Bunların yanında sigara ve alkol en önemli etkenlerindendir. Bu hastalıkta tedavi edilmeyen veya tedavi sürecini iyi atlatılamayan hastalarda yaşam ömrü bir yılın altındadır” dedi.
“Yutma güçlüğü en önemli belirti”
Yemek borusu kanseri vakalarını yutma güçlüğü ile teşhis ettiklerini anlatan Doç.Dr. Ömer Yalkın, hastalığın hızlı ilerleyen bir kanser türü olduğunu söyledi. Yalkın, yutma güçlüğü, göğüs ağrısı ve kilo kaybının en belirgin belirtiler olduğunu belirterek, “Gerekli teşhis aşamalarından sonra hastalığın evresi belirlenir. Kanser en erken aşamada ise ameliyat, sonraki evrelerde ise ışın tedavisi ve kemoterapi gibi yöntemler kullanılır ve sonrasında ameliyat yapılır” şeklinde konuştu.
Doç.Dr. Ömer Yalkın, gerçekleştirilen operasyonla eski sağlığına kavuşan 34 yaşındaki Hakan Açıkkol’un hastanelerine yiyecek ve suyu yutamaz durumda geldiğini belirterek, operasyon sürecini şu şekilde anlattı:
“Kapalı ameliyat tekniği ameliyat sonrası kaçak ve akciğer enfeksiyonu risklerini azaltıyor”
“Hastamızın gerekli tetkiklerini yaptık. Bu tetkiklerin sonucunda yemek borusunun tam olarak tıkandığını gördük. Hastalığın kas tabakasını geçtiğini ve lenf bezlerinde de bir miktar hastalık olduğunu gördük. Onkoloji konseyimizde hastanın durumunu değerlendirdik ve ışın tedavisi ve kemoterapi ile tedaviye başladık. Bu tedaviler sonrasında hastalık neredeyse tamamen geriledi. Bundan sonraki süreç ise ameliyattı. Bu ameliyatlar öncesinde açık ameliyatlar olarak gerçekleşir, göğüs kafesi ve karın tamamen açılarak yapılırdı. Artık bu işlemleri kapalı ameliyat şeklinde yapıyoruz. Hem göğüs kafesinden hem de karından üç ya da dört delikle cerrahi aletleri yerleştiriyoruz. Yemek borusunu serbestleştiriyoruz. Ardından mideden yeni bir yemek borusu yapıyoruz ve bu yeni yemek borusunu boyundan küçük bir kesi ile yemek borusunun başlangıcına bağlıyoruz. Kapalı ameliyat sayesinde ameliyatın ilk günlerinde vücudunda büyük yaraları olmayan hastalar iyi nefes alır, iyi nefes alan hastalar da çabuk iyileşir. Bu durum ölüme kadar gidebilecek ciddi komplikasyonları azaltır.”
Tedavi sürecinin sorunsuz bir şekilde geçtiğini anlatan Hakan Açıkkol ise “İlk başta ben yutma güçlüğü ile geldim. Yemek yerken ve su içerken tıkanmalar başlamıştı. İlerleyen zamanlarda su içerken dahi zorlanmaya başladım. Şu anda çok iyi durumdayım. Operasyonlardan sonra herhangi bir ağrım yok. İstediğim gibi yiyip içebiliyorum” dedi.