Değerli okur, bugün 15 Temmuz, yani FETÖ darbe girişiminin 9. yıl dönümü.
Dün gibi aklımda o karanlık gece…
Ben o gece çalıştığım televizyon kanalında şu an Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan Ferit Şenocak ile birlikte yaklaşık 9 saatlik zorlu bir yayına imza atmıştım.
Bu nedenle o gece yaşanlar anbean hafızamda.
Ancak ben bugün 15 Temmuz’un Bursa ile ilgisini anlatmak istiyorum.
***
Yeni bir hikaye değil hiç kuşkusuz ancak bin yıl da geçse unutulmaması gereken gecenin Bursa ayağının ne kadar hayati olduğunu bilmeyenler olabilir.
Çünkü aslında 15 Temmuz deyince akla ilk gelen kent Bursa’dır.
Eğer kalkışma önlendiyse ve darbe girişiminin şifreleri sadece birkaç saatte çözüldüyse, bunu sağlayan Bursa’dır.
O halde gelin o gece Bursa’da neler yaşandı, hatırlayalım.
Önce 15 Temmuz kalkışmasının ilk dakikalarına gidelim.
***
Bursa Garnizon Komutanı Seyfullah Saldık, darbe girişimini haber alır almaz, evinden çıkıp İstanbul Yolu’ndaki Garnizon Komutanlığı’na yol aldı.
Bu sırada telefonla görüştüğü Jandarma Karargâh Sorumlusu Kemal Şahintürk’ten, Yurdakul Akkuş’un, Genelkurmay’dan gelen emirle kendisini sıkıyönetim komutanı ilan ettiğini öğrendi.
Saldık Paşa, Şahintürk’e, “Ben Garnizon Komutanlığı’na gidiyorum, senle de orada bulaşalım” dedi.
Sadık Paşa, hemen Vali İzzetin Küçük’ü aradı ve Yurdakul Akkuş’un durumunu aktardı.
Vali Küçük de, “Bu emir, yasadışıdır, kabul edilemez” dedi.
Saldık, Vali Küçük’e, “Sayın Valim emrinizdeyim. Ben bu işi engellemek için her şeyi yapacağım” diyerek telefonu kapattı.
Saldık, yolda bir girişim daha yaptı ve Jandarma Özel Harekât (JÖH) timlerine emir verdi.
Emir şuydu:
“Derhal, Bursa Garnizon Komutanlığı’na gidip silahlanın ve nizamiyenin önünü tutun. Darbeciler, hiçbir silaha ulaşamasın.”
Bu emir çok önemliydi.
Nitekim JÖH timlerinin varlığı sayesinde, darbecilerin silahlara ulaşması engellenmişti.
Tabii Saldık, bir yandan da zamanla yarışıyordu.
Hemen Bursa Garnizon Komutanlığı’na giderek duruma hâkim olmak istiyordu.
Ayrıca Garnizon Komutanlığı’nda da kendisini nasıl bir tablonun beklediğini de bilmiyordu.
Saat 23.05 civarında Seyfullah Paşa, Bursa Garnizon Komutanlığı’na giriş yaptı.
Kendisinden sadece 3 dakika önce de darbeci Akkuş girmiş Garnizon Komutanlığı’na!
***
DARBECİ UZMAN ÇAVUŞA TEKME TOKAT GİRİŞTİ…
Nizamiyenin önünde hemen bir sorun olup olmadığına bakan Saldık, daha sonra yüksek sesle bir konuşma yaptı:
“Yurdakul Akkuş, kendisini sıkıyönetim komutanı ilan edip, benim görevden alındığımı söylemiş size. Bu yasadışı bir emirdir. Sakın buna kanıp, yanlış bir iş yapmayın. Biz asla bu ihanetin içinde olmayacağız. Emir-komuta bendedir. Bursa Garnizon Komutanı da hâlâ benim. Yurdakul Akkuş’u dinlemeyin.”
Seyfullah Paşa, tam konuşmasını bitirirken, arkadan bir ses:
“Komutanım, sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş’un emri var. Odanıza gidin ve oradan çıkmayın.”
Bu sözleri söyleyen kişi Akkuş’un habercisi bir uzman çavuştur.
Seyfullah Paşa, uzman çavuşa çok sinirlenmiştir.
“Ulan ben ne diyorum, sen diyorsun” diyen Seyfullah Paşa, uzman çavuşa 2 yumruk atıp yere serdi, ardından tekmelemeye başladı darbeci askeri.
Darbeci uzman çavuşu Saldık Paşa’nın elinden, Albay Kemal Şahintürk aldı.
***
AKKUŞ’U ÜNİFORMASINDAN ÇEKEREK DIŞARIYA ATTI…
Bu hadiseden çok kısa bir süre sonra Seyfullah Saldık, nizamiyeden karargâha yürürken Yurdakul Akkuş’la karşılaştı ve aralarında şu diyalog geçti:
-Sen kendini sıkıyönetim komutanı ilan etmişsin doğru mu?
-Evet Genelkurmay’dan emir geldi. Komutan benim, siz görevden alındınız.
-Ben sıkıyönetimi tanımıyorum. Yasadışı bir emirdir bu. Derhal terk et burayı. Emir komuta bende!
-Terk edemem, komutan benim!
Yurdakul Akkuş, direnmeye başladıktan sonra Seyfullah Paşa, üniformasından çeke çeke Akkuş’u dışarıya attı.
Saldık, Akkuş’u dışarıya attıktan sonra nizamiyenin önünde biriken askerlere, “Biz vatanımıza, milletimize bağlıyız. Herkes evine gitsin” şeklinde bir emir verdi ve karargâha kimseyi sokmadı.
Sadece JÖH timleri ve güvendiği bazı subayları içeri aldı Saldık.
***
SÖZDE SIKIYÖNETİM KOMUTANINA OSMANGAZİ’DE TUTUKLAMA…
Karargâhta silahlıkların anahtarlarını toplatan Saldık, darbecilerin silahlara ulaşmaması için bir hamle daha yaptı.
Saldık ve beraberindeki askerler karargâhtayken, Yurdakul Akkuş’un beraberindeki 5-6 darbeciyle birlikte Mudanya Yolu’ndaki Osmangazi Jandarma Komutanlığı’na gittikleri haberi geldi.
Saldık, hemen Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin’i aradı ve Akkuş’u tutuklamak istediğini söyledi.
Şahin de, “Paşam her türlü yetki sizde” dedi.
Vali İzettin Küçük’le de telefonda görüşen Saldık, tutuklama için polisten yardım istedi.
Vali Küçük, “Paşam, derhal tutuklatın. Ben polisi harekete geçiriyorum” dedi. (Burada bir bilgiyi paylaşayım.15 Temmuz’da Bursa Emniyet Müdürü Selami Yıldız, izinliydi ve şehir dışındaydı. Ancak darbe girişimini öğrenir öğrenmez Bursa’ya hareket etti Yıldız. Gece boyunca da başta Seyfullah Paşa olmak üzere, yetkililerle telefonda görüştü. Bursa’ya ulaştığında da vakit kaybetmeden görevine başladı.)
Darbeci Yurdakul Akkuş ve beraberindeki bir avuç darbeci Osmangazi Jandarma Komutanlığı’nda karakol komutanının odasında emirler verirken, Seyfullah Saldık, darbeciler için tutuklama emri vermişti.
Saldık, bir hamle daha yaptı ve il jandarma komutanlarını tek tek arayarak, “Sakın, Yurdakul Akkuş’a uymayın. İhanete düşmeyin, oyuna gelmeyin” şeklinde telkinlerde bulunarak, Akkuş’un taraftar toplamasının önüne geçti.
Ve tüm şartlar hazır olduktan sonra Saldık, en güvendiği subayları Osmangazi Jandarma Komutanlığı’na, Akkuş ve destekçilerini tutuklamaları için gönderdi.
Darbeciler Osmangazi Jandarma Komutanlığı’nda 00.20 civarında tutuklanıp, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polislere teslim edildiler.
DARBEYİ ÖNLEYEN LİSTE!..
Tutuklanma sonrasında, son derece önemli bir gelişme yaşandı.
Dahası hayati bir gelişme oldu.
Darbeci Akkuş’un yanındaki uzman çavuşun çantasından Yurtta Sulh Konseyi’nin yazılı emri çıktı.
Darbeci uzman çavuş, çantanın kendisine ait olmadığını, darbe emrinin yazılı olduğu belgenin de Akkuş’a ait olduğunu söyledi.
Yani uzman çavuş, Akkuş’un çantasını taşıyordu.
Peki ne vardı bu önemli evrakta?
30 sayfalık evrak 3 ekten oluşuyordu.
EK 1’de 81 ilin sıkıyönetim komutanın ismi…
EK 2’de 81 ilin sıkıyönetim mahkeme başkan ve üyeleri…
EK 3’te 81 ilde görevden alınan generaller ve subaylar ile yerlerine atanacak general ve subayların listesi…
***
İşte saat 00.20 civarında ele geçirilen bu belge, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde en önemli eşik olarak tarihe geçecek!
Nitekim, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin, tek bir saniye vakit kaybetmeden 30 sayfalık evrakı derhal 81 ilin Emniyet Müdürlüğü ve valiliğine yollayarak yüzlerce darbeci asker, hâkim ve savcının gözaltına alınmasını sağladı.
Hatırlayın o gece, yüzlerce gözaltının gerçekleşmesini büyük bir şaşkınlıkla izliyorduk.
Şaşırmıştık, çünkü “nasıl olur da darbeciler birkaç saat içinde deşifre oldular” diye kendi kendimize soruyorduk.
Meğer, kilidi Bursa çözmüş…
Ve Bursa’nın başta yiğit komutanı Seyfullah Saldık, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin ve Valiİzzettin Küçük, darbenin önlenmesinde tarihi bir rol oynamışlar!
***
Peki Bursa’da darbeyi önleyen kahramanlar bugün nerde?
Onu da yarın anlatalım.
MUSTAFA ÖZDAL