Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Arslan, soğuk algınlığının daha çok sonbahar başı ve ilkbahar sonlarında salgınlara sebebiyet verdiğini söyledi.
Üst solunum yolları enfeksiyonları (ÜSYE) hakkında bilgi veren Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Arslan, "Üst solunum yolu enfeksiyonlarının geneli viral enfeksiyonlardır. Akut viral enfeksiyonların en sık görüleni ise soğuk algınlığıdır. Başta rinovirüsler olmak üzere çok sayıda virüs soğuk algınlığına sebep olur. Çocuklar, yılda 6-8 kez ÜSYE geçirir. Daha çok görüldüğü yaş grubu 3 ay - 3 yaş arasındaki çocuklardır. Kalabalık ortamlarda enfeksiyon sıklığı daha fazladır. En başta gelen soğuk algınlığı etkeni olan rinovirüsler bebek ve çocuklarda daha sık görülür ve virüsün esas taşıyıcıları ilkokul çocuklarıdır. Soğuk algınlığı daha çok sonbahar başı ve ilkbahar sonlarında salgınlara sebebiyet verir. Hastalık enfekte sekresyonlarla direkt temas veya inhalasyon yoluyla bulaşır. Yayılmasında virüslerle bulaşmış eşyaların da rolü vardır, bulaştırıcılığı özellikle enfeksiyonun ilk üç gününde en fazladır" dedi.
Genelde ilk belirtinin ağrılı ve kaşıntılı boğaz olduğunu ifade eden Arslan, "Özellikle burun semptomlar ön plandadır. Hastaların yüzde 75’inde tek veya iki taraflı burun akıntısı, burunda bol ince şeffaf akıntı vardır. Başlangıçta burun akıntısı açık iken sonradan mukoidya da koyu karakter alabilir. Koku alma duyusu azalır. Öksürük burun semptomlarından sonra başlar olguların yüzde 30’unda vardır. Gözde kızarıklık, sulanma, baş ağrısı, başta ağırlık hissi, hafif ateş, kas ağrısı olabilir. Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur, Belirtilere göre (semptomatik) tedavi uygulanır. Ateş için ateş düşürücü ilaçlar rahatlama sağlar. Aspirin Reye sendromuna (Karaciğer yetmezliğine yol açabilen ciddi bir reaksiyon) yol açabileceğinden ateş düşürücü olarak kullanılmamalıdır. Süt çocuklarında burun tıkanıklığının giderilmesi için izotonik tuzlu su damlaları yararlıdır. Altı ay üstündeki hastalarda ilaçlı bazı pediatrik burun damlaları verilebilir. Tedavide Antibiyotiklerin yeri yoktur. Gereksiz yere antibiyotik kullanılması, tedavisi güç dirençli bakterilerle oluşacak enfeksiyonlara zemin hazırlar. Aslında ailelerin soğuk algınlığında antibiyotik kullanmaması yönündeki eğitimi tedavinin en önemli bölümünü oluşturur. Kapalı ve kalabalık yerlerde hastalık hızla yayılır. Dolayısıyla açık havada ve havalandırması iyi olan yerlerde bulunmak enfeksiyon riskini azaltır. Virüsler, mikrobun bulaştığı yerlerde (kapı tokmağı, telefon gibi) canlı kalabildikleri için, bu yüzeylere temastan sonra ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder" diye konuştu.