Cilt, vücudun en büyük organı ve vücudu tüm dış faktörlerden koruyan bir bariyer olduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Oğuz Küçükçakır, cildin aynı zamanda vücudun da aynası olduğunu söyledi.
İç organların sağlığı, problemleri, bunların dışarı yansıması, önceden verdiği ipuçları çoğu zaman ciltte kendini ele verdiğini belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Oğuz Küçükçakır, bu sebeple cildimizi iyi tanımak, takip etmek vücudun içerisinden gelen sinyalleri iyi değerlendirmek, ayrıca bu önemli bariyerin de sağlığına çok dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sağlıklı ve parlak bir cilt için basit önerilerde bulunan Küçükçakır, şöyle sıraladı;
"Günde 8-10 bardak su cilt kuruluğunu önler. Su sayesinde hücrelerimiz yenilenir ve onarılır. Cilt kuruluğunu engellemek için dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, bol su tüketmek olmalı. D3 vitamini depolanmalı. Günümüzün hayat standartları sonucu ne yazık ki, D vitaminini yeterince depolayamıyoruz. Klasik D veya D2 vitamininin yanında özellikle D3 vitamini cilt dengesini ve sağlığını korumak için en önemli desteklerden. Güneş kremi kullanmadan sokağa adım atmayın. Güneş koruyucuyu artık sadece yaz ve plajla özdeşleştiren kaldı mı bilmiyoruz. Ama cildi genç tutmak ve elbette cilt kanserinden korunmak isteyenlerin yapması gereken tek şey yaz-kış demeden en az 30 koruma faktörlü bir koruyucu kullanmak. Cilt temizliğini atlamayın. Temizleme rutini, en önemli adımdır. Düzenli olarak, her günün sonunda mutlaka cildinizi derinlemesine temizlemelisiniz. Pamuklu giysileri tercih edin. Cilt sağlığımız için cildimize ne sürdüğümüzün yanı sıra ne giydiğimiz de önemli. Cildin terlemesine ve kuruluğun artmasına yol açan naylon, sentetik ile yünlü kıyafetler yerine, cildin nemini tutmasına yardımcı olan yumuşak pamuklu kıyafetler tercih etmenizde yarar var. Ayrıca kalın dokumalı tek kat kıyafetler terlemenize yol açabileceği için birkaç kat ince kıyafet giymeye ve ortamın ısısına göre kıyafet sayısını azaltıp arttırmaya özen gösterin. Oluşacak şüpheli benlere karşı vücudunuzu incelemeyi ihmal etmeyin. Ayda bir kez boy aynası yardımı ile vücuttaki benlerin boyutunda ani bir artış, asimetrik düzensiz bir şekil alması, renk düzensizlikleri ve farklılıkları gibi durumları kontrol edin."
Dermatoloji Uzmanı Dr. Oğuz Küçükçakır, sağlık kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Küçükçakır, "Yıllık sağlık kontrolü için dermatoloğunuza görünün. Cilt sağlığınızı korumak, cilt hastalıklarının önlenmesi ve erken teşhisi için yılda 1 kez düzenli olarak dermatoloğunuzu ziyaret etmeyi unutmayın. Sigara içmeyin ve sigara içilen ortamlardan uzak durun. Alkol ve kafein tüketimini sınırlandırın. Daha bitki odaklı beslenin. Hayvansal proteinler vücutta daha çok inflamasyona ve dolayısıyla erken yaşlanmaya sebep olur. Stres hem bedeniniz hem de cildiniz için olumsuz bir dış etken. Stres ve anksiyete vücutta kortisol hormonunun salgılanmasına sebep olarak, kolajen dokunun hızla azalmasına ve bu nedenle cildin esnekliğini yitirmesine sebep olur. Vücudunuzu beslerken, cildinizi de beslemelisiniz. Mutlaka kendi cildinize uygun bakım ürünleri kullanmalısınız. Cilt bakım ürünü alırken, nemlendirici krem içeriğini mutlaka okumalı ve doğal ürünler seçmelisiniz. Cilt tipinize göre su bazlı ya da yağ bazlı bakım kremi kullanabilir ve daima nemli kalmasını sağlayabilirsiniz. Uyku, cildinizin yenilenmesi için oldukça önemli bir aşama ve aslında yaşlanmanın ana etkenlerinden biri sayılır. Her gün en az 7-8 saat uyumalısınız. Uyku süresi arttıkça, onarım süresi de artar. Cildimiz en büyük organımızdır ve diğerleri gibi aksaklıklar yaşatabilir. İç organlarımız gibi, cildimizin de yenilenmeye ihtiyacı bulunmaktadır. İyi uyuyun ki, cildiniz yenilenebilecek fırsatı bulsun" dedi.