CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye ilişkin, "İlk bakışta maddi gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanmış hukuki bir metinden ziyade, bu metnin tamamen Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğini ve tüzel kişiliğini hedef alan siyasi bir metin olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
CHP'de Merkez Yönetim Kurulu (MYK), dün parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. Parti Sözcüsü Deniz Yücel, toplantıya ilişkin bugün basın toplantısı düzenledi. Yücel, dün yapılan MYK toplantısında birçok konuyu tartıştıklarını ama özellikle tüm sorunların kaynağı ve temel sebebi olarak gördükleri hukuk ve hukukun üstünlüğü meselesini konuştuklarını vurgulayarak, "Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde ne can güvenliği olur, ne mal güvenliği olur, ne demokrasi tam anlamıyla işler, ne ekonomi düzelir, ne hayat pahalılığı biter, ne de sosyal adalet sağlanır. Devletin temelinden hukuku çekip alan AKP, bugün ülkede ekonomiden eğitime, sosyal adaletten sağlığa kadar her alanda yaşanan kaos ve çürümenin tek sorumlusudur" diye konuştu.

Yücel, dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesinin açıklandığını hatırlatarak, “İlk bakışta maddi gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanmış hukuki bir metinden ziyade, bu metnin tamamen Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğini ve tüzel kişiliğini hedef alan siyasi bir metin olduğunu söyleyebiliriz. İddianamede yer alan ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin ele geçirilmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi amacıyla’ ifadesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce birçok kez kullandığı ‘Ahtapotun kolları’ ifadesine yer verilmesi ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne Anayasa’nın 69’uncu maddesi uyarınca kapatma davası açılması konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirimde bulunulması tespitimizin en temel kanıtıdır. Bu yönleriyle iddianame adeta siyasi bir propaganda belgesidir. Meşru ve demokratik siyaseti hedef alan bir darbe muhtırasıdır. İddianamede somut delillerden ziyade, çoklukla ‘duyduğum kadarıyla, duydum, bildiğim kadarıyla, düşünüyorum, tahmin ediyorum’ gibi ifadelere yer verildiği, başta 3 olan gizli tanık sayısının 15’e çıktığı ve 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 38’inci Olağan Kurultayımızda kürsüden yapılan konuşmaların, çekilen görüntülerin, asılan pankartların partiyi ele geçirme planının kanıtı olarak iddianameye eklendiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'MİLLET OLARAK KARARIN EŞİĞİNDEYİZ'
Yücel, iddianameyi inceleyeceklerini belirterek, “Bu iddianameyle iktidar bu ülkeyi demokrasiden koparma niyetini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu hedef için düşmanlarını belirlemiş, sandıkta yarışmaya cesaret edemediklerini zindana göndermiştir. Artık herkes şunun farkında olmalı. Millet olarak bir kararın eşiğindeyiz. Hukukun üstünlüğünün hakim olduğu, herkesin güvenliğinin gözetildiği, anayasal düzenin geçerli olduğu, yasama, yürütme ve yargının kendi görev alanları içinde kaldığı, birbirlerine darbe yapmaya teşebbüs etmedikleri bir ülkede, huzur, barış ve refah içinde mi yaşamak istiyoruz yoksa iktidarın rüzgarına göre şekillenen bir kara düzende, bir kaos ortamında, kaygıları her geçen gün daha da artan, belirsiz bir geleceğe ilerleyen yoksul bir ülkede mi yaşamak istiyoruz? Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'ne, onun belediye başkanlarına, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na yapılan saldırılar, aslında bu ülkenin demokratik düzenine, anayasal düzenine ve bu milletin geleceğine yapılmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.