ABD Başkanı Trump’ın, FED Başkanı’na yönelik hakaret içeren sözlerini nasıl yorumlamalı?
Ben bu durumu ABD’de demokrasinin mükemmel bir şekilde uygulandığının ve kuvvetler ayrımının fevkalade bir biçimde işlediğinin kanıtı olarak görüyorum.
Düşünün başkanlık sistemiyle yönetilen bir ülkede, halkın iradesiyle seçilen devlet başkanı, merkez bankası başkanına parmak sallamakla kalmıyor, ‘aptal’ diyerek rencide ediyor.
Ancak merkez bankası başkanı, faiz indirimi konusunda “Bu iş benim yetki alanımda” diyerek, otoriter bir siyasetçi izlenimi veren devlet başkanını dinlemiyor.
Demek ki neymiş?
Başkanlık sistemi demek tek adam rejimi demek değilmiş.
***
ABD ve İsrail’in İran’a karşı başlattığı operasyon, bize şu gerçeği öğretti.
Ortadoğu gibi ateş çemberini andıran bir coğrafyada yaşıyorsanız, devletiniz güçlü, ordunuz kuvvetli, savunma sisteminiz gelişmiş olacak.
İran gibi.
Ancak tüm bunlar, ülkenizi demokratik bir rejimle idare etmenize engel değil.
İsrail gibi.
***
İran’ın, ABD’ye misilleme saldırısının, yasak savma kabilinde olacağını bizim gibi sıradan faniler bile öngörüyordu.
Ancak Trump’ın daha öncekine benzer “Saldıran önce bize haber veren İran’a teşekkür ederiz” açıklamasına, İran’ın bir tedbir alması gerek artık.
Çünkü Trump, deşifre etse de etmese de İran’ın, iç kamuoyunun gazını almak için ABD’ye saldırıyormuş gibi yaptığını biliyor.
***
Rusya-Ukrayna savaşı çıkıyor.
Rusya’da borsa yükseliyor, bizim İstanbul borsası çakılıyor.
Rusya’nın para birimi değerleniyor, bizim TL, Dolar ve Euro karşısında eriyor.
İsrail, İran’a füze yağdırıyor.
İsrail borsası olumsuz etkilenmiyor, bizim borsa yerle bir oluyor.
Hani ekonomimiz şoklara dayanıklıydı Sayın Şimşek?
***
Muharrem İnce’nin CHP’ye geçişini nasıl yorumladığımı soruyorlar arkadaşlar.
Toptan bir cevap olsun diye buradan yazayım.
CHP’ye zerre katkısı olmaz, aksine zararı olur.
Neden mi?
İktidar partisiyle ilişkili olduğu iddialarıyla gündeme gelen, cumhurbaşkanı seçiminde tarihi fark yiyen, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde ise muhalefeti bölme girişiminde bulunan, hiçbir siyasal başarısı olmadığı gibi sürekli hiziplerle anılan birinin, oyları her geçen gün artan ve yükselişte olan CHP’ye faydası olmaz.
***
CHP’de 30 Haziran’da görülecek kurultay davası öncesi Mansur Yavaş, Engin Özkoç ve Vahap Seçer, Kılıçdaroğlu’na gidiyor ve mutlak butlan ve kayyum riskine karşı bir açıklama yapmasını talep ediyor.
Kılıçdaroğlu, “Böyle bir açıklama yapmam. CHP’yi kayyuma mı bırakayım?” diyerek, teklifi kibarca reddediyor.
Kılıçdaroğlu’nun yanıtının anlamı şu:
Küçük olsun, benim olsun.
Mustafa ÖZDAL