Son yazımda Karacabey’deki domates krizinin arka planını yazmıştım. Yazımın ardından yeni bilgiler geldi.
İYİ Partili Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın neden çiftçilerin eylem alanında olmadığını ve partisinin milletvekili Selçuk Türkoğlu’nu neden yalnız bıraktığını sormuştum.
Çiftçilerin eylemine karşın ölü taklidi yapan Karabatı, sorularım karşısında da aynı tavrını sürdürdü.
Ancak Karabatı’yı tanıyanlar, şu bilgiyi paylaştılar:
Fatih Karabatı, Karacabey’in en meşhur rampacılarındandır.
Yani ürünleri rampadan uygun fiyattan satın alan bir tüccarmış Karabatı.
Eylem sırasında hiç ortalarda gözükmemesi de ‘duygusal’ nedenlere bağlanıyor.
***
Yine domates kriziyle ilgili yazımın ardından, bazı İYİ Partililerin ikircikli tavırlarıyla ilgili bilgiler de geldi.
Karacabey’deki domates üretiminin yüzde 90’ınından fazlası sanayi tipi, yani salçalık.
Haberlerde okuduğunuz, 2 liralık, 3 liralık domatesler sofralık değil, salçalık domatesler.
Bu durumda Karacabey’de tarıma dayalı sanayi üretimi, hayati önemde.
Karacabey’in İYİ Parti Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın, Tamek’in kapasite artışına pürüz çıkardığını, son yazımda belirtmiştim.
İYİ Parti Karacabey İlçe Başkanı Adnan Akın ise, meclis üyesi olduğu dönemde Sultan Gıda isimli salça fabrikasının yıkılması için epey çaba sarf etmiş.
***
Domates krizi iktidar partisinin, 31 Mart seçimlerinin rehavetini üzerinden atamadığını gösterdi.
Karacabey ve Mustafakemalpaşa’da yıllardır tarım yapılıyor ve benzer riskler her yıl var.
Sadece domateste değil, diğer ürünlerde de arzdan doğan ürün fazlalığı her yıl yaşanabilir.
İktidar olmak, risklere karşı ön almak ve krizlere meydan vermemektir.
AK Parti’nin Karacabey ve Mustafakemalpaşa yöneticileri iyi bir sınav vermedi, milletvekilleri ise krize geç müdahale ettiler.
Ve öyle anlaşılıyor ki iktidarın yerel yöneticileri bu krizden ders çıkarmazlarsa, yeni krizlerin çıkmamasının hiçbir garantisi yok.
***
Domatesi tarlada kalan üreticinin imdadına Tarım ve Kredi Kooperatifi ile BTSO yetişti.
BTSO, özel sektörü temsil eden bir kurum.
Bu nedenle BTSO’nun elini taşın altına koyması çok değerli.
Aynı duyarlılığı Bursa Ticaret Borsası’ndan da bekliyoruz.
***
CHP’de olağanüstü kurultayın, genel başkanlık oylamasına dönüşüp, dönüşmeyeceği merak ediliyor.
Genel başkanlık seçiminin önünde teknik engel yok.
Ve uzun yıllar bu partiyi takip edenler, işler yolunda gitse dahi tüzük kurultayının bir genel başkanlık yarışına dönmesinin sürpriz olmayacağını bilirler.
