SİYASETTEN KÜLTÜR SANAT GÜNLERİNE
-13,5 yıl ilçe belediye başkanlığı, 6,5 yıl büyükşehir belediye başkanlığı olmak üzere, yaklaşık 20 yıl gibi uzun bir dönem kent yöneticiliği yaptınız. Böylesine yoğun bir siyasi tempodan sonra, hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Evet çok teşekkür ederim. Bursalı hemşerilerimize selam ve saygılar sunuyorum. 17. aya geldik. İş hayatı içinde yoğun tempoyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ama ifade ettiğiniz gibi 20 yıl kesintisiz belediye başkanlığı yaptım. Yoğun bir şekilde önce ilçede sonra Bursa Büyükşehir’de hizmet etmeye çalıştık. Siyasetin ve yerel yöneticiliğin kendine has zorlukları var. Sivil ve ticari hayatta daha rahatsınız. Makamdan kaynaklı zorluklar artık yok. Dönem dönem bizi tanıyanlar Cumhuriyet Caddesi’ni gez, şu pasaja gel, şu spor kulübünü ziyaret et diyorlar. Tüm dernekler ve sivil toplum kuruluşlarına selam yolluyorum ama dün işim gereği faaliyetlere katılıyordum, takdir edersiniz ki bugün artık bir makam sahibi değilim. Yine de bu şehre hizmet etmiş olmanın onurunu yaşarken, çevreme baktığımda onlarca, yüzlerce eseri kazandırmış bir dönemi geride bırakmak da benim için büyük bir mutluluk. O yoğun temponun ardından işime ve aileme odaklıyım artık. Yine de cemiyetlere gidiyor, dostlarımı ziyaret ediyorum. Haftada bir gün İngilizce dil eğitimi alıyorum, Bursa veya İstanbul’da tiyatro, sinema, söyleşi gibi kültür, sanat etkinlilerini takip ediyorum. İstanbul’da okuyan kızımı ziyaret ediyorum. Spor yapıyor ve yüzüyorum. Günlerim genellikle böyle geçiyor. Çok daha rahat uyuduğumu söyleyebilirim.
-Belediye başkanlığını özlüyor musunuz?
Bir ilçede belediye başkanlığı yapmak daha zordur. Herkes size daha rahat ulaşabilir. Büyük kentlerin belediyelerinde ise ilişkiler daha resmidir. Benim hem ilçe hem de Bursa Belediye başkanlığı dönemimde çok ciddi mutluluklarım oldu. Çok sayıda spor tesisi, gençlik merkezi inşa ettik. Şehir Hastanesi’ne giderken açtığımız 6,5 kilometrelik yolu 18 uygulaması yaparak, yaklaşık 100 milyon liraya yaptık. Bu yol çok faydalı oldu. Belediye başkanlığını özleme demeyelim ama o gün makam vardı ve onun heyecanıyla insanlara hizmet ettik. Bugün ise kendi ticaretimizle ilgili heyecanımız var.
BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMEYECEK SAYIDA KIRGINLIKLARIM VAR
-20 yıllık belediye başkanlığı döneminizde, diğer siyasetçiler gibi telefonlarınız susmadı. Başta iş olmak üzere, çok sayıda talep aldınız. Doğal olarak 31 Mart 2024’ten sonra bu durum değişti. Aramayan eski dostlarınız oldu mu? Olduysa kırgın olduklarınız var mı?
Muhakkak suretle arayanlar oldu. Takdir edersiniz ki 300 bin nüfuslu bir belediye başkanlığının ardından 6,5 yıl dolu dolu bir kent belediye başkanlığı dönemim oldu. İş ve aş arayanından, imar ve alt yapı sorunu olan hatta evlerindeki huzursuzluğa çözüm arayanlara kadar herkese yardımcı olmaya çalıştık. Belediye başkanı bir kentin ağabeyi olarak görülür. Yaşı benden büyük ağabeylerimizin özel durumlarıyla da ilgilendim. Ama kimse düşünmez belediye başkanı, evinde ne yapıyor, ailesiyle ilişkisi ne durumda, sorunları var mıdır diye. Çünkü siz sürekli dert dinleyen, sorunları çözen bir konumdasınızdır. Belediye başkanlığının ardından aramalar elbette azaldı. Ben telefonla görüştüğüm insanlara zaten tayin ve benzeri işlere olumlu bir yanıt veremeyeceğimi söylüyorum. Partimin hiçbir belediye başkanı, kamuyla ilgili talepleri veya AK Partili belediyelere iş konusunda yönlendirdiğimi, baskı yaptığımı söyleyemez. Çünkü ben de geçmiş yıllarda bu konunun sıkıntısını yaşadım. Ama farklı taleplere yardımcı oluyorum. Kendi iş yerimde istihdam ettiğim insanlar oldu. İş hayatıyla ilgili bildiklerimi tecrübelerimi paylaşıyorum.. Hala arayan soranlar var. Ama bu çok doğal ki geçmişte 100 telefon alıyorsam, bu 50’ye, 30’a düştü. Ben bu durumdan şikayetçi değilim. Çünkü bunlar çok yorucu işler. Hele benim gibi 24 saat telefonu aktif olarak kullanıyorsanız. Bugün ise sosyal medyayı çok nadir kullanıyorum. Ama tabii kırgın olduklarım var. Ben belediye başkanlığı görevindeyken inanın hangi siyasi görüşten olursa olsun herkese yardımcı olmaya çalıştım. Ama o gün yetkim vardı. Makamımın olduğu günlerde her türlü konuda yardımcı olduğum bazı arkadaşlar (Bunlar bir elin parmaklarını geçmez) aradan 16 ay geçmesine rağmen arayıp, sormamaları çok enteresan bir durum. Eskiler bir kıssa anlatır. Padişaha sormuşlar, kaç dostun var diye. Padişahlık elbette bizim haddimize değil ama, O da demiş ki, tahttan indikten sonra belli olur. Bu nedenle görevdeki arkadaşlara şunu söyleyeyim. Görevlerini dolu dolu yapsınlar çünkü görev süreleri bittikten sonra o yoğunlukları kalmayacak. Ama enteresan bir şey daha söyleyeyim. Belediye ile ilgili, BUSKİ ile ilgili hala beni arayanlar var. Ben de mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışıyorum.
“BEN DE İSTERDİM BELEDİYE BAŞKANINI TEBRİK ETMEYİ!”
-31 Mart seçimlerinin ardından, size yönelik bir yanıt hakkı doğmadıkça, polemiklerden uzak durmaya çalıştığınızı gözlemliyoruz. Bu tercihinizi gerekçelendirmek gerekirse neler söylersiniz?
Bu bir tarz meselesi. Ben bir koltukta 2 karpuz taşımam. Ben dün Bursa Büyükşehir Belediye başkanıydım ve yangınından, alt yapısına kadar şehrin tüm sorunlarıyla ilgileniyordum. Bugün de benim bu şehre duyarsız kalmam mümkün değil. Oktay Başkan (Yılmaz) olsun, diğer ilçe belediye başkanları olsun zaman zaman arayıp, bazı konularda istişare ederler, ben de yardımcı olmaya çalışırım. Ama bir gün tekrara belediye başkan olayım, yeniden siyasete gireyim diye yapmam bunları. Ben 31 Mart’tan sonra takım elbise bile giymiyor, genellikle spor kıyafetler tercih ediyorum. Çünkü artık özel sektördeyim. Ancak eskilerin bir deyimi vardır, siyasetin eskisi olmaz, rahmetlisi olur diye. Dolayısıyla bizim şehre dair yapabileceklerimiz varsa, hazırız. Ama bunu lütfen kimse, aportta bekliyor diye algılamasın. İnsanlar samimi bir şekilde bizi özlediklerini söylüyor ama gerçekten bir beklentim yok. Kurulu bir düzenim, işim var. İşimi büyütüyorum, oğlumla birlikte. Evet polemiklerden uzak duruyorum. 4,5 kez sosyal medyadan paylaşım yaptım, bir kez partide basın toplantısı düzenledim. Ben sizi gerçekten yıllardır takip eder, izler ve beğenirim. Objektif yaklaşımlarınızdan dolayı şu an sizinle röportaj yapıyorum. Diğer yandan hangi siyasi partiden olursa, olsun tüm belediye başkanları başımızın tacıdır. Ama daha henüz 31 Mart akşamı sonuçlar kesinleşmeden, kamyonlarla malzeme kaçırıyorlar deyip, belediyenin borç sarmalında olduğu algısının yaratılmasını kabul etmem mümkün değildi. Gerçekten ben de çok arzu ederdim belediye başkanını makamında ziyaret edip, hayırlı olsun demeyi. Ancak algı oluşturulmasını görmezden gelip, tebrik etmek benim kişiliğime ters bir durumdur. Tüm bunlara rağmen bir şeyleri anlatmaya ve polemiğe girmeme gerek yok.16 ayda ne yapıldı? Türkiye’nin en pahalı ulaşımı Bursa’da. Bursalılar her şeyi görüyor.
-Biraz da iş yaşamınızdan söz edelim. Son yerel seçimlerinin ardından, işlerinize yoğunlaştınız. Alvin Yapı ve Ferah Cephe isimli şirketinizin başına geçtiniz. İşleriniz nasıl gidiyor?
Benim aslında bir ticaretim vardı zaten. Alvin Yapı dışında Ferah Cephe isimli ikinci bir şirketimiz daha var. Alvin Yapı plastik doğrama yapan bir firma. Diğer yandan alüminyum doğramayla beraber cephe giydirmesi uygulaması yapıyoruz. Bursa ve ilçeleri dışında İstanbul, Balıkesir, Manisa ve Antalya’da da işlerimiz oluyor. 65 çalışanımızla hizmet veriyoruz. Diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de sıkıntılar var ama ölçümüzü biliyoruz. İyi işler çıkarmaya çalışıyoruz. Her yaptığımız işin, bir sonrakinin referansı olduğunu düşünüyoruz.
“İSTANBUL’DA KAFE AÇTIK”
-Bunu okuyucularımız ilk kez öğrenecekler. Ana sektörünüzün yanında bir hizmet sektörüne girdiniz. İstanbul’da bir kafe açtığınızı duyduk. Bu fikir nasıl doğdu?
Bu benim direkt içinde olduğum konu değil. İstanbul’da şantiyelerimiz var. Birkaç projeye gittiğimizde üniversiteden 2 arkadaşım ve bir kardeşimin yönlendirmesiyle bir markanın franchisingini aldık. Kafemiz, Ümraniye Yamanevler’de Avrupa konutlarının altında. Benim çok içinde olduğum bir konu değil ama zaten self servisi olan ve hesapların bilgisayarla takip edildiği bir sistem var. Çok büyük bir sermaye ayırmamıza gerek olmadı. Benden çok ortaklardan bir arkadaşımız takip ediyor. Çok işin içinde değilim ama kızımı ziyaret ettiğimde uğrayıp, bir kahve içiyorum.
-Bursa’da kafe açma planınızı var mı?
Yok, hayır. Açıkçası yakın olduğum bir sektör değil. Kafeye gidip, bir kahve içmek veya tatlı yemek daha çok hoşuma gidiyor. Herkes bildiği işi yapmalı. Biz üreticiyiz.
İLK DEDELİK HEYECANI
-Son olarak torunuzu konuşmak isterim. Yine bizim medyadan duyurduk, geçen haftalarda ilk torununuzu kucağınıza aldınız. Aybars Aktaş dünyaya geldi. Torun sahibi olmak nasıl bir duygu. Dedeliğe alıştınız mı?
Evet Allah herkese nasip etsin. İnsan hayatında belli ilkler vardır. İlk evlendiği gün, üniversiteyi , ilk kazandığı gün, işe ilk girdiği gün, eşiyle tanıştığı ilk gün… Dedelik farklı bir duygu. Dedelik denilince yaşlılık algısı oluşuyor. Evladım, 22 ay önce, 2 Eylül 2023’te evlenmişti. 28 Temmuz 2025’te de torunumuz dünyaya geldi. Allah herkes nasip etsin. Oğlum ilk kez baba, gelinim ilk kez anne, eşim de ilk kez babaanne oluyor. Hem torunumuzun hem gelinimizin sağlıklı olması bizim için büyük mutluluk. Torunumuzun vatana, millete hayırlı bir evlat olması, en büyük arzumuz. Tabii kucağıma aldığımda farklı duygular içindeydim. Eskiler, evlat sermaye, torun kardır derler. Şu anda torunumuzu sadece seviyoruz. Onunla ilgili hayalleri, daha çok annesi ve babası kuruyor. Daha 15-20 gün oldu ama çevremdeki dostlar, 1 veya 2 yaşında geldiğinde daha çok seveceğimi söylüyorlar. Dediğim gibi Allah herkesin torununa ve oğluna sağlıklı, hayırlı uzun ömürler versin.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bana yangın günü bir hanımefendi, sosyal medyadan mesaj attı. Alinur Bey siz çok başarılı işlere imza attınız ama yangın bölgesine gitmediğiniz için size çok kırgınım demiş. Dedim ki, öncelikle çok teşekkür ederim ama benim hiçbir titrim yok ve tüm yetkililer işi olmayan yangın bölgesine gelinmemesi çağrısı yapıyorlar. Ama valimizi, il başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımızı arayarak, yapılacak bir şey olup, olmadığını sordum. Bursa, benim doğup, büyüdüğüm bir şehir ama fiili görevim bitti. Ancak bir Bursalı olarak, şehrime katma değer üretmeye çalışıyorum. Bu anlamda topluma faydalı olacağım bir konu varsa yapmaktan sakınmam.