Malumun ilamı oldu; Bursa barajları dibi gördü ve su şehri Bursa, kuraklıkla anılan bir kente dönüştü!
Kimin suçlu olduğu sorusunun öneminin kalmadığı, kentin en büyük sorunuyla karşı karşıyayız.
Ancak bazı gerçekleri de bilmekte fayda var.
Önce doğru bilinen yanlışla başlayalım.
***
"Bursa'nın suyunu sanayi tüketiyor".
Yanlış.
Bursa'nın suyunu kirletenlerden biri sanayici olabilir ancak kentin suyunu sömüren, yanlış tarım uygulamalarıdır.
Öyle ki temiz su kaynaklarının yüzde 70'inin tarımda kullanıldığını…
Tarımda kullanılan yüzde 70 oranındaki suyun, yüzde 65'inin vahşi sulama yöntemi olduğunu.
Yüzde 65'lik oranın da yüzde 35'inin israf edildiğini biliyor muydunuz?
***
Bursa'daki su kıtlığının başlıca nedenlerinden biri de hiç kuşkusuz kirlilik.
Yani kentin su kaynağı Nilüfer Çayı'ndan akan şeyin artık su değil zehir olması, kuraklılığı kaçınılmaz kıldı.
***
İşte tüm gerçekleri de içeren kapsamlı sunum, Buğra Küçükkayalar başkanlığındaki BUSİAD'ın raporuyla kamuoyuna ilan edildi.
"Herkesin Bildiği Sır Nilüfer Çayı" başlıklı raporu BUSİAD Yeşil Bursa Grubu adına Hüsamettin Çoban paylaştı.
Raporu, kirliliğin nedenleri, kirliliğin sonuçları ve çözüm önerileri şeklinde 3 ana başlıkta özetleyebiliriz.
***
Nilüfer Çayı'nın kirlenmesinde başat faktör, tarımsal faaliyetlerde kullanılan pestisitler ve kimyasal gübrelerin sızıntı şeklinde yüzey suyu ve ilaçlama araçlarının yıkanması yoluyla doğrudan Nilüfer Çayı'na verilmesi.
Düşünün, kentimizde 692 km2 alanda kuru tarım, 107 km2'de de sulu tarım yapılıyor ve tarımsal faaliyetlerden doğan yanlış yöntemler Nilüfer Çayı'nı her gün kirletiyor.
***
Düzensiz sanayi işletmelerinin yarattığı endüstriyel kirlilik, yerleşim alanlarındaki kanalizasyon sisteminin yetersizliği, kanalizasyon alt yapısına evsel atık dışında endüstriyel atık suyun karışımı, kanalizasyon alt yapısının sonunda olması gereken artıma tesislerinin olmaması gibi temel nedenler de Nilüfer Çayı'nı kirleten diğer faktörler.
***
Tüm bu kirletici unsurların yan yana gelmesiyle Nilüfer Çayı'ndaki durum şudur:
Nilüfer Çayı, başlangıç noktasında 1. sınıf su kalitesindedir. İçme suyu barajlarını beslemektedir. Ancak bu noktalardan sonra Bursa içerisinden geçerken yukarıda belirtilen baskılar nedeniyle kirlenmekte ve Marmara Denizi'ne döküldüğü noktada 4. sınıf su kalitesinde çok kirli bir su haline gelmektedir.
***
Gelelim çözüm önerilerine…
-Nilüfer Çayı Komisyonu'nun kurulması.
-Kirlilik kaynaklarının envanterinin çıkarılması.
-Fiziksel temizlik ve restorasyon.
-Nilüfer Çayı su kalitesinin iyileştirilmesi.
-Ekolojik rehabilitasyon.
-Halk katılımı ve bilinçlendirme.
-Düzenli izleme ve raporlama.
-Yerel yönetimlere ve işletmelere destekler.
***
Peki çözüm kimin elinde?
Kuşkusuz başta belediye başkanları, iş insanları, kentimizdeki 2 üniversite ve BUSİAD gibi sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapması şart.
Ancak bunlara birinin liderlik yapması gerekir ki, o da Vali Erol Ayyıldız'dan başkası olamaz.
Vali Ayyıldız başkanlığında bir heyet kurulup, BUSİAD'ın önerdiği acil eylem planı kararlılıkla hayata geçmeli.
Artık bu işin hafife alınacak bir yanı kalmadı çünkü.
---------------------
Deniz suyu kullanılabilir mi?
Bu köşenin sıkı takipçileri, kuraklık gerçeği nedeniyle deniz suyunun kullanılmasının kaçınılmaz olacağını yazdığımı hatırlayacaktır.
Bunu, Hüsamettin Çoban'a da sordum.
Çok maliyetli olduğunu ancak deniz suyunu kullanmanın kaçınılmaz olabileceğini söyledi.
Özellikle sanayide.
Hatta Gemlik'te bazı tesisler, deniz suyunu arıtıp kullanmak için araştırma bile yapıyorlarmış.
MUSTAFA ÖZDAL