Yaklaşık 25 yıldır yaşadığım Nilüfer'e, geçen hafta veda ederek Osmangazi'ye taşındım.
Uzun zamandır planladığım kararımı hayata geçirmek zor olmadı benim için.
***
Öncelikle Nilüfer, eski Nilüfer değil.
Her geçen yıl yeni ve yüksek katlı binaların inşa edildiği, nüfus ve beton yoğunluğunun arttığı, geniş cadde ve sokakların yerinde yeller estiği, cazibesini yitirmeye başlayan bir ilçeye dönüştü Nilüfer.
***
Kuşkusuz Nilüfer, sadece Bursa'nın değil ülkemizin de en gelişmiş ve yaşanılabilir ilçeleri arasında parmakla gösterilen bir kent.
Ayrıca çağdaş Nilüfer, seküler kesimin de muhafazakar dünya görüşüne sahip vatandaşın da özgürce yaşayabileceği bir ilçe.
Ancak üst satırlarda aktardığım gidişata dur denilmez ve radikal kararlar alınmazsa Nilüfer cazibesini yitirip, uzun vadede göç alan değil göç veren bir kente dönüşebilir.
***
İşyerimin de olduğu Osmangazi ise Bursa'nın ta kendisi.
Çekirge, Kükürtlü ve Muradiye gibi buram buram tarih kokan ve semt kültürünü kaybetmemiş mahalleleri barındıran Osmangazi'de yeni binaları değil ama huzuru buluyorsunuz.
Kükürtlü'de huzur turu atmak, Tophane yamaçlarında tarihi yapıların arasında gezintiye çıkmak, medeniyetlere ev sahipliği yapmış Hisar'ın nostalji kokan sokaklarını arşınlamak, bir zamanlar Yazıcıoğlu ve Burç sinemalarının olduğu Altıparmak Caddesi'nde anıları tazelemek, Muradiye külliyelerinde maneviyatı yaşamak, Bursa'nın en başarılı belediye başkanları arasına adını yazdıran Alinur Aktaş'ın kente kazandırdığı Hanlar Bölgesi'nde kahveni yudumlamak, Avrupa'ya taşınan ipeğin son durağı olan İpekhan, Kozahan, Fidanhan'da tarihi havayı solumak, eski Bursa'yı resmeden ve Old City kavramının hakkını veren, kartpostallık fotoğraflar çekebileceğin İvazpaşa ve Kuştepe'de zamana yolculuk yapmak, Ulucami 'nin manevi iklimiyle ruhunu beslemek…
Bu duyguların hepsini Osmangazi'de yaşayabilirsin.
***
Yaşanabilir kentler arasında onlarca parametre olabilir ancak yaş ilerledikçe benim için yaşanabilir şehirler, 'yavaş şehir' kavramının hakkını veren kentler yaratmaktan geçiyor.
Tam da bu noktada Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, tarihi bir misyonu üstlenmiş durumda.
Ancak geçen haftalarda karşılaştığım manzarayla hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.
***
Önünden geçerken gördüm, Osmangazi Meydanı olmuş çıfıt çarşısı.
Gözlerime inanamadım Aman Allah'ım o nasıl görüntü.
Meydanı tamamen kapatan çirkinlik abidesi çadırlarda gıda festivali adı altında açılan tezgahlarda satış yapılıyordu.
Meydan diye Bursa'nın merkezini betona boğduğu için defalarca eleştirdiğim Mustafa Dündar bile bunu yapmaya cesaret eder miydi emin değilim.
Kentin menfaatinden çok kendi çıkarlarını düşünen bazı hemşeri derneklerinin ipe sapa gelmez talepleri karşısında belediyeler dik durmalı ve asli görevlerinin kent estetiğini korumak olduğunu unutmamalı.
***
Osmangazi Belediyesi'nin Romangal gibi tarihi projelerle, kitap fuarlarıyla, sosyal ve kültürel etkinliklerle, kent lokantalarıyla, genç kafelerle ve köy kütüphaneleriyle gündemde kalması gerekir.
***
Bunu bir yol kazası olarak değerlendirelim ve Bursa'nın göz bebeği Osmangazi'nin tarihi ve estetik dokusunun korunması çağrısıyla yazıya noktaya koyalım.
MUSTAFA ÖZDAL