Uludağ Kervansaray Otel'de 27 Mart 2025'te meydana gelen ve milli sporcu Berkin Üsta ile Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Üsta ve eşi Fikriye Üsta'nın yaşamını yitirdiği yangına ilişkin olarak aile avukatı Eray Çokal tarafından bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada, olayın oluş şekline ve soruşturma sürecine ilişkin değerlendirmelere yer verildi. Çokal, yaşananların bir kaza olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
"Bu elim olay, yalnızca bir kazadan ibaret değil adeta bir cinayettir. Zira, kazaya sebebiyet veren kusur, ihmal, denetimsizlik ve kasta varan hatalar zinciri, üç kişilik bir aileyi hayattan koparmıştır."
Soruşturma kapsamında bilirkişi raporunun gecikmeli olarak hazırlandığını belirten Çokal, ilk bilirkişi heyetinin gerekçe gösterilmeden değiştirildiğini, 02.04.2025 tarihinde yeni bir heyet atandığını aktardı. Açıklamada, hazırlanan bilirkişi raporunda otelin asıl sahibi ile alt işletmecilere ilişkin değerlendirme yapılmadığı ifade edildi. Çokal, bu durumu şu sözlerle dile getirdi:
"Rapora ilişkin inceleme, hukuki değerlendirme yetkisi bulunmayan mühendis bilirkişiler tarafından yapılmıştır. Oysa, bu tür bir olayda sözleşmesel ve hukuki sorumlulukların değerlendirilmesi, ancak hukukçu bilirkişiler tarafından yapılabilir. Bu yönüyle raporun, hukuken eksik ve yetersiz olduğu kanaatindeyiz."
Açıklamada, olay yerindeki tespitlerde ısı ve duman kontrol sistemleri, yangına dayanıklı şaft kapakları, çalışır durumda algılama ve sprinkler sistemleri ile acil durum planlarının bulunmadığının belirlendiği ifade edildi.
Avukat Eray Çokal açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"27 Mart 2025 tarihinde Uludağ Kervansaray Otel'de meydana gelen yangında, olimpik erkek alp disiplini dalında milli sporcumuz ve olimpiyatlardaki tek temsilcimiz Berkin Üsta, Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Üsta ve eşi Fikriye Üsta yaşamlarını yitirmiştir. Bu elim olay, yalnızca bir kazadan ibaret değil adeta bir cinayettir. Zira, kazaya sebebiyet veren kusur, ihmal, denetimsizlik ve kasta varan hatalar zinciri, üç kişilik bir aileyi hayattan koparmıştır. Yaşanan bu facia, ailenin geride kalan yakınlarında onarılması mümkün olmayan bir acı ve toplumun vicdanında derin bir yara bırakmıştır. Yangından bu yana 8 ay geçmesine rağmen, soruşturma dosyasında ancak yakın zamanda bilirkişi raporu alınabilmiştir. İlk olarak 27.03.2025 tarihinde bilirkişi incelemesi için bir heyete atama yapılmış, ancak herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin bu heyet kısa süre sonra değiştirilmiş ve 02.04.2025 tarihinde dosya yeni bir bilirkişi heyetine atanmıştır. Yeni atanan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, asıl otel sahibi Kervansaray Otel ve yetkilileri, alt kiralama yapılan Extension Sağlık Hizmetleri Turizm ve Dış Ticaret Limited Şirketi ve yetkilileri, Abrich İnvesment Limited Merkezi Britanya Türkiye Bursa Şubesi ve yetkilileri ve BW Gıda Turizm Tekstil İth. İrh. San. Ve Tic. A.Ş. Ve yetkilileri sorumluluğuna hiçbir şekilde değinilmemiştir. Rapora ilişkin inceleme, hukuki değerlendirme yetkisi bulunmayan mühendis bilirkişiler tarafından yapılmıştır. Oysa, bu tür bir olayda sözleşmesel ve hukuki sorumlulukların değerlendirilmesi, ancak hukukçu bilirkişiler tarafından yapılabilir. Bu yönüyle raporun, hukuken eksik ve yetersiz olduğu kanaatindeyiz. Aradan geçen zamana karşın, otel sahipleri diğer alt işletmeciler hakkında hiçbir adli yaptırım uygulanmamıştır. Ek olarak, elim olaydan çok kısa bir süre sonra, Kervansaray Yatırım Holding A.Ş. tarafından maddi zarara uğranıldığı iddiası ile müteveffaların acılı ailelerinin karşısına çıkarılan haksız ve fahiş tazminat talepleri de zaten derin bir yas süreci yaşayan aileleri daha da yıpratmıştır. Ayrıca, olay yerinde yapılan tespitlerde, otelde ısı ve duman kontrol sistemlerinin bulunmaması, şaft kapaklarının yangına dayanıklı malzemeden imal edilmemesi, çalışır durumda olan algılama ve sprinkler sistemlerinin olmaması, acil durum planlarının bulunmaması ve tahliye prosedürlerinin hiç uygulanmaması gibi eksiklikler hem yangın güvenliği mevzuatına açıkça aykırı olup hem de yaşanan can kayıplarının önlenebilir olabileceğini göstermektedir. Bu ihmaller zinciri, sorumluluğu bulunan kişi ve kurumların tespit edilmesi gerekliliğini daha da açık biçimde ortaya koymaktadır. Sürecin bu denli uzaması, adaletin gecikmesine ve ailelerin mağduriyetlerinin katlanmasına yol açmıştır. Ne yazık ki, müteveffaların eşyalarının dahi yakınlarına teslimine izin verilmemesi, ailelerin acısını tekrar tekrar pekiştirmiştir. Sorumluların adalet önünde hesap vermesi ve benzer acıların bir daha yaşanmaması için hukuki sürecin her aşaması titizlikle tarafımızca yürütülmektedir. Yangının çıkış nedenlerinde, ihmali ve kastı bulunan tüm kişilerin gerekli cezaları alması ve hukuki sorumlulukların eksiksiz biçimde ortaya konması için Savcılık tarafından yürütülen soruşturma devam etmektedir. Soruştura aşamasında kamuoyunun duyarlılığı ve desteği bu sürecin daha etkin ve güçlü şekilde yürütülmesinde büyük önem taşımaktadır. Bizler, adaletin gecikmeden ve eksiksiz şekilde tecelli etmesi adına süreci yakından takip etmeye; kamuoyunu gelişmelerden haberdar etmeye devam edeceğiz."