CHP´Lİ YILMAZ BURSA´DA KONUŞTU

?EVET KAMPANYASI YÜRÜTENLER DAHA SORUMLU DAVRANMALI?

GÜNDEM 23.03.2017 16:33:43 0
/kanal16haber.com/2017-3/23/182042666b.mp4
CHP´Lİ YILMAZ  BURSA´DA KONUŞTU

 

Cumhuriyet Halk Partisi Dış Politikadan Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, referandum çalışmaları kapsamında geldiği Bursa´da, İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Erkan Aydın ve çok sayıda partilinin hazır bulunduğu toplantıda ilk olarak Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir söz aldı. Özdemir, Hükümetin, yerel uzantılarıyla birlikte insanları belli bir eğitim anlayışına, belli bir bakış açısına zorlamaya devam ettiğini ifade ederek; "Bursa´da okullarda dağıtılan bir form var. Hafız İmam Hatip Ortaokulu´nun sınavına davet formu bütün okullarda dağıtılıyor ve bu okula insanlar yönlendirilmeye çalışılıyor. Formda okulun bilgileri var, sınavın bilgileri var ama onun ötesinde formda kimlik bilgilerinin bulunduğu bir alan var. Bu öğrencilerin bu okula gitmek isteyip istemediklerini, bu formu doldurup istiyorum ya da istemiyorum seçeneklerinden birinin işaretleyerek geri gönderilmesini istiyorlar. Bu bir anlamda istemiyorum demenin zorluğunu yaşatıp, baskı altına alıp adeta öğrencileri Hafız İmam Hatip Ortaokulu´na yönlendirmeye çalışıyorlar" dedi. Türkiye´yi ileriye taşıyacak, dünya ve Avrupa´yla yarıştıracak olanın okulların İmam Hatip Okulları olmadığını belirten Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: "Hafız İmam Hatip Okulları hiç değildir. Türkiye´nin Fen okullarına, bilime yatırım yapması gerekiyor. Yine bunun kanıtı çok açık; 2017-2019 yılları arası fen liselerine milli eğitim bütçelerinden ayrılan kaynak 109 milyonken, İmam Hatip Liseleri´ne ayrılan yatırım kaynağı 1 milyar 723 milyon yani 17 kat daha fazla yatırım yapılıyor. İmam Hatip Liseleri´nde de elbette okumak isteyen öğrenciler olabilir, çok sayıda imam hatip lisemiz var zaten. Din ağırlıklı eğitim almak isteyen olabilir bunu da saygıyla karşılıyoruz. Ama bütün okulları din okulları gibi yaparsanız, fen liselerini ilerletmezseniz bilime, bilimsel eğitime yatırım yapmazsanız ve insanları hafızlık okullarına zorla adeta teşvik ederseniz, buraya gitmek istemiyorum demeyi zorlaştırır bir anlamda fişlerseniz bunun sonucunda Türkiye dünyayla yarışamaz. Yarışamadığı zaman sizin ekonomik değeriniz, kültürel birikimleriniz, üretimleriniz dünya standartlarında, dünyayla yarışacak düzeyde olmadığı sürece de sizinle herkes oynar, şimdi olduğu gibi. O nedenle buradan Sayın Vali´yi uyarıyorum, lütfen bu konuyla ilgilensin ve bu zorlamaları ortadan kaldırsın."

İl Başkanı Şadi Özdemir´in ardından konuşmasına başlayan Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Bursa´da bulunmaktan ve Hayır kampanyasına katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. CHP Bursa Örgütü´nün referandum çalışma modelini çok beğendiğini ifade eden Yılmaz, faydalı bir organizasyon olduğuna dikkat çekerek; "Milletvekillerine ve partinin teşkilatına çeşitli görevler dağıtılmış. İl Başkanımız bir çalışma programı yapmış. Ben o programa baktığım zaman biraz da kıskandım. Çünkü keşke benzer şeyler diğer yerlerde de olsa. Çok koordineli bir çalışma ortaya çıkmış olur. Bunu bir örnek olarak alıp Ankara´ya götüreceğimi de belirtmek istiyorum" dedi. Evet kampanyası yürütenlerin alışık olunmadığı şekilde bir üslup ve keskinlikle kampanya yürüttüklerini belirten Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Hayır kampanyasını yürütenlere karşı büyük bir hasmane duygularla sürekli laf atıyorlar. Biz siyasetin bu kadar kirlenmesini, bu kadar keskinleşmesini ve bu kadar düşmanlık yaratacak bir dil kullanılmasını asla doğru bulmuyoruz ve bunu kınıyoruz. Deniyor ki 15 Temmuz´un hesabı 16 Nisan´da sorulacaktır. Dolayısıyla bunu sanki 15 Temmuz´un bir rövanşıymış gibi takdim ediyorlar. Ben bunu böyle sunanlara şunu söylemek istiyorum; siz 15 Temmuz´un hesabını vermediniz ki. Siz daha karanlıkta kalan çok noktayı meşgul ediyorsunuz. Meclis´te 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu kuruldu biliyorsunuz. Ve bu komisyona alt seviyede ne kadar insan varsa çağırıldı ve bunlar dinlendi. Ama asıl sorulması gereken, MİT müsteşarı, genelkurmay başkanı ve bu işleri asıl sorgulaması gereken başbakan ve cumhurbaşkanı gitmedi, yazılı da bir metin göndermedi. Ayrıca bu referandumu bu şekilde takdim etmek esasen 15 Temmuz´da bazıları saklanırken, alanlara inen hayırcılara da büyük bir haksızlıktır. Bunu belirtmek istiyorum." Hayır oyu verecek partilerin terör örgütleriyle ilişkilendirilmeye çalışıldığını söyleyen Yılmaz; "Ben buradan söylüyorum FETÖ´yle ve PKK´yla birilerini özdeşleştirirsek sizsiniz özdeşleşen. Açık açık söylüyorum; Kobani´de PKK sıkıştığında Bölgesel Kürt Yönetimi´nden peşmergeyi Türkiye sınırlarından çıkartıp Kobani´ye PKK´ya yardımcı olması için gönderen bu hükümettir. Dolayısıyla eğer PKK´yla özdeşleştireceksek o özdeşleşme bu hükümet zamanında olmuştur. FETÖ´yle özdeşleşme de keza bunların zamanında olmuştur. Çünkü FETÖ´yü besleyen onu büyüten, onu bürokrasiye, siyasete sokan, onu nemalandıran da bizatihi bu hükümetin kendisidir. Bu tür bir yakıştırma, yaftalama hayra alamet değildir. Devleti yönetenlerin sorumlu davranması gerekir" ifadelerini kullandı.

HÜKÜMET İKİYÜZLÜ DAVRANIYOR

 "Devlet hiç kimsenin egosuna, şahsi hırslarına ve ihtiraslarına heba edilemeyecek kadar büyüktür" diyen Öztürk Yılmaz, iktidarın geçici olduğunu vurgulayarak; "Biz, bu halklar, bu Türkiye Cumhuriyeti´nin vatandaşları olarak birlikte yaşamak zorundayız. Toplumu bu kadar kutuplaştırıp bu kadar keskinleştirdikten sonra söyleyeceğiniz güya barış mesajlarının hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur. Onun için hükümetin, hükümet yetkililerinin dikkatli bir dil kullanmasını özellikle vurguluyoruz" dedi. AK Parti´nin sürekli mağduriyet yaratma peşinde olduğunu ifade eden Yılmaz; "Mavi Marmara gemisi olayından sonra sürekli İsrail´e demedik laf bırakmadılar. O dönemde Filistin sempatizanlığı oya devşirildi ve İsrail aleyhtarlığından yararlanıldı. Sonra ´One minute´ olayı oldu keza o dönemde de büyük bir kahramanlık edasıyla kampanyalar düzenlendi. Ama Hollanda´daki olay, duvara tosladıkları bir olaydır. Devletin itibarı beş paralık olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin bir bakanı bir ülkeden sınır dışı edilmiştir. Dışişleri Bakanı´na uçuş izni ve o ülkeye giriş izni verilmemiştir. Başkonsolos ve Maslahatgüzar gözaltına alınmıştır. Korumalar gözaltına alınmıştır. Biz elbette ki buradaki alçak muameleyi kınıyoruz. Hollanda´nın yapmış olduğu tamamen Viyana Diplomatik Sözleşmesi´ne, uluslararası diplomatik teamüllere, iyi niyete ve dostluğa aykırıdır. Ama şunu bilmemiz de gerekir. AK Parti´nin yaptığı bu ilk yanlış değildir. Sayın bakanın Türkiye´ye dönerken yapmış olduğu açıklama ibretliktir. ´Ben oraya Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu´na vatandaşlarımla buluşup, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlatmaya gidiyordum´ demişti. Peki biz Cumhuriyet Halk Partisi´nin Milletvekilleri Rotterdam Başkonsolosluğu´na gitse ve oradaki vatandaşları çağırıp, onlara hayır kampanyası yapmak istese buna izin verirler miydi? Burada muhalefeti sindirenler, ürkütenler, ona baskı uygulayanların böyle bir izni vermeyeceği çok açık" diye konuştu. Öztürk Yılmaz, hükümetin ikiyüzlülük yaptığına dikkat çekerek; "İçerdeki olaylarda da dış olaylarda da ikiyüzlü davranıyor. Barzani geliyor, bayrak dalgalandırıyor, altına kırmızı halılar serip alkışlıyorlar. Eleştirenleri de kınıyorlar. Her şeyin normal olduğunu söylüyorlar sonra bir bakıyorsunuz Kerkük´e Bölgesel Kürt Yönetimi´nin bayrağı asılı ve ona da ses çıkaramıyorlar. Çünkü burada yapılan olayı destekleyenler ve onu alkışlayanlar oradakini kınayamazlar" şeklinde konuştu. Referandumun CHP için ifade ettiği anlama ilişkin değerlendirmede bulunan Yılmaz; "Bize göre bu referandum eğriyle doğrunun referandumudur. İyiyle kötünün referandumudur. Türkiye´yi otokrasiyle yönetmek isteyen bir kişiyle, Türkiye´yi demokraside tutmak isteyen Türkiye arasında bir referandumdur. Biz elbette Türkiye´yi seçeceğiz, bir kişi için değil Türkiye için çalışacağız. Biz bir kişinin emrine onun itaatine girmek istemiyoruz. Türk toplumu başından beri her zaman çoğulcu bir toplum ve öyle kalacak. İnşallah 17 Nisan´da yeni bir bahar olacak ve ülkemizde bütün bu kara bulutlar darmadağın olacak. Ve AK Partinin bütün bu toplumu kutuplaştırması, düşmanlaştırmasının da utancıyla, evet kampanyasını yürütenler yaşamak zorunda kalacaklar" dedi.

TÜRKİYE İÇİN BİR RİSK DEĞİLDİR

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Öztürk Yılmaz, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi´nin MHP liderinin Evet´i desteklemekle büyük bir risk aldığını açıklamasına ilişkin soruya; "Niye risk aldı demek istiyor çünkü MHP tabanına aykırı bir hareket içerisine girdi demek istiyor. Olmayacak bir şeye evet diyor onun için söylenmiş olabilir bu risk. Herkes hayır derken Sayın Bahçeli evet de ısrarlı oluyor. Dolayısıyla bir şeyin ekseriyeti hayır derken sadece bir grubu evet diyorsa tabi ki bu risktir. Ama Türkiye için bir risk değildir. Çünkü Türkiye için bir umut ışığı olacak. MHP´nin ekseriyeti, çok büyük bir bölümü hayır diyor. Çünkü vatansever insanlar, ilk defa hiç bir araya gelmeyen insanlar bir araya geldi. Çünkü burada artık bir kişinin Türkiye´yi tek başına yönetmesine izin verilmeyecek.  Eğer boynu bükük gezmek istemiyorsak, dimdik gezmek istiyorsak gücümüzü demokrasiden aldığımızı ve demokrasiyi koruduğumuz zaman ancak başımız dik gezebileceğimizi bilmemiz lazım. Umuyorum ki dışarıda yaşayan Türkler de orada demokrasiyi savunurken buradaki diktatörlüğe, buradaki Otokrasiye izin vermeyeceklerdir. Onlar da hayır diyecektir. Göreceksiniz referandum yaklaştıkça saflar daha çok netleşecek bütün manipülasyonlara rağmen" şeklinde cevap verdi. Yılmaz, Referandumdan hayır çıkması durumunda Türkiye´de nelerin değişeceğine ilişkin soruyu ise; "Hayır çıkarsa Türkiye´nin hayrına bir şey olacak ve Türkiye rahatlayacak. Çünkü biz darbe girişimi sonrası sürecinde, sistemi demokrasiyle tekrar rayına oturtmak istedik. OHAL var, KHK´lar var ve bunların bir an önce bitmesi gerekiyor. Türkiye´nin normalleşmesi lazım. Tansiyonun düşmesi lazım. O kadar sert bir dil kullanılıyor ki bundan sonra Türkiye´de tamir yapmak uzun bir zaman alacak. Hayır çıktıktan sonra yapmamız gereken şu; Cumhurbaşkanı kendi sınırlarına çekilmiş olacak. Sayın Başbakan kendi koltuğunu ortadan kaldırmak için kampanya yapıyor, bilemiyoruz kalır mı kalmaz mı? Türkiye´nin itibarı artacak. Türk toplumu, , demokrasi yanında yer aldığı için bunun gururunu yaşayacak. Dışarıdan yatırımcı gelecek, içeride piyasalar rahatlayacak, dolar başını alıp gitmeyecek, Türkiye´de tedirginlik olmayacak. Yabancı yatırımcılar kaçmayacak ve bizim borsamız sallantıya girmeyecek. Ekonomi rahatlayacak, huzur gelecek. Çok açık belirsiz bir yola girildiği zaman Türkiye´nin ne olacağı belli değil. Hiç kimse bir kişinin hakim olduğu bir ülkeye yatırım getirmez. Hukukun üstünlüğünün olmadığı yatırımın güvenceye kavuşturulmadığı bir ülkeye gelmez. Turizm gelmez. Eğer bir ülkede kutuplaşma varsa gelen turist o ülkede rahat edemez. Eğer bir ülkede terör varsa kimse gelmez. Dolayısıyla toplumdaki bu tansiyonu düşürmemiz gerekiyor, ekonomiyi rahatlatmamız lazım. İnsanların işine, aşına dönmesi lazım ancak o zaman biz huzura kavuşabileceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi´ne oy vermiş kardeşlerime de esleniyorum; sizin tercihiniz, başımızın üstünde yeriniz var. Ama bu seçim oyunuzu lütfen Türkiye için kullanın. Türkiye için dediğimizde de bu Hayır´dır" diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

 


14 yaşındaki Alperen şehir dışına gideceği esnada polis tarafından yakalandı

Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil kabri başında anıldı

Servet Yardımcı ve Erdal Alkış TFF başkanlığı için aday oldu

Gemlik'te bir evde çıkan yangında 2 kişi dumandan etkilendi

Esenyurt’ta fabrika yangını

Ayvalık’a ikinci buluşma noktası

Bursa'da yetiştirme yurdundan kaçan 14 yaşındaki Alperen Akdoğan aranıyor

İnegöl'de motosiklet kazası: 1 ağır 2 yaralı

Edirne’de ’pes’ dedirten olay: İçi yolcu dolu minibüsün şoförü alkollü çıktı

Bursa'da muhtar mazbatasını alacağı gün hayatını kaybetti

İstanbul'da DEAŞ operasyonunda 11 şüpheli gözaltına alındı

Nilüfer 22. Uluslararası Spor Şenlikleri başladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, randevu yönetiminde yeni tedbirler açıkladı

BTÜ’nün 2030 yılı için en iyi fikirler aranıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim sonrası açıklamaları: "Milletin verdiği mesajları doğru okumalıyız"

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefatının 31. yıl dönümünde kabri başında anıldı

Beyoğlu’nda Askeri üniforma görüntüsü ile ilgili 3 kişi gözaltına alındı

Bursa’da hırsızlık olaylarında büyük azalma: Vali Mahmut Demirtaş açıkladı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Sokak köpekleri için çalışmamızda sona geldik

Dünyaca ünlü sanatçı Imany, haziran ayında Türkiye’ye geliyor

Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan: "Asgari ücrete temmuz ayında ara zam yok”

UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde çeyrek final rövanş heyecanı

Bursa’da kaçakçılık operasyonu : Piyasa değeri 1 milyon 350 bin TL

Bursa'da "Superman" tehlikesi: Genç trafikte panik yarattı

İnegöl'de akıllı şehir devrimi

İstanbul merkezli nitelikli dolandırıcılık operasyonunda 18 şüpheli tutuklandı

Bursa’da otomobil sokak ortasında alevlere teslim oldu

Yunanistan ölüme terk etti, Türk Sahil Güvenlik kurtardı

Dış ticaret haddi Şubat ayında 86,7’ye yükseldi

TCG Anadolu’ya benzeyen İspanya Hücum Gemisi havadan görüntülendi

Yükleniyor